╒══►
Dizikitap.com
◄══╛
DZKTP
Liste
Yakınlaştırma
Gezi Yazısı

Gezi Yazısı

Kapat

░ Fantazyanın Zararları ░

Fantazyanın Zararları

20 Kasım’da Gio Ödülleri 2015 Töreni vardı: Ben de bir FABİSAD üyesi olarak katıldım. Üçüncüsü düzenlenen törende çeşitli alanlarda ödüller dağıtıldı. Kazananları tebrik ederim. Ülkedeki alt kültürden ne kadar insan varsa birçoğu oradaydı. Organizasyon gayet güzel hazırlanmıştı ve keyifliydi. Güzel şeyler ama dünyanın kuralıdır her güzel şeyin onu tamamlayan çirkin bir yüzü de vardır. Karanlık ve ışık aynı anda gözükmezler ama aynı yerde gözükebilirler. Bugüne kadar hep ışığın vurduğu yüzü gördük belki de… Hayal kurmak iyidir, hoştur, özgürleştirir, insanı başkalarıyla ve kendiyle bağlar ve dünyaya düşünen insan kazandırır. Gece boyunca tekrar tekrar tanıştığım arkadaşlar “E, sen ne yapıyorsun?” dediler ve ben “üretmiyorum,” dedim. Aslında teorik olarak üretiyorum ama ürettiklerimi pazara dökmeye uğraşmıyorum. Hayatın başka meşgaleleri beni alıkoyuyor. Belki çoğu insan bu durumdan şikayetçidir. Karşılandıkça biteceği sanılan ama dipsiz kuyu olan ihtiyaçlarımız, hep günleri bir sonraki günle takas ettiriyor. Kendimizi tamamlayacağımız bir kafa rahatlığı seviyesine ulaşana kadar da bu döngüden kurtulmak çok zor. Belki hiçbir zaman o burjuvazi rahatlığa ulaşıp sadece hayal kurup üreterek geçirdiğim günlerim olmayacak. Tabi onun da hayalini kurmuyor değilim. Eğer üretseydim belki ben de ödül törenlerinde bir heyecan hissederdim. Sonuçta üretmiyorum ama hayal kuruyorum. Her fırsatta; yolda yürürken, otobüste tıngır mıngır gider iken, uyumaya ramak kalmışken, sıra beklerken, çok konuşan birinin aurasında saklanırken vb. kendimle baş başa kaldığım anlarda hayal kurmayı ihmal etmiyorum. Zaten ihmal edilecek bir durum yok çünkü beyin “boş kalırsam makine soğur,” diye bir kuralla çalışıyor olacak ki düşünmemezlik edemiyor. İşte böyle hayal kurup ama üretmeyen bir insan olunca fantazyanın karanlık yüzünü de görüyorsunuz. Korkulacak bir yüz değil, karanlık çoğu zaman huzurlu… Fakat yine de zararlı! İnsanın egosuna zararlı, toplumsal duruşa aykırı ve zararı kadar da vakit kaybıdır. Oysa ne kadar çok meşgul olunabilecek teknolojik cihaz ve trajik dert var dünyada. Neden hayal kuracağımıza bu dertlerle çaresizce daha çok dertlenmiyor ve bu cihazlarla tatminsizce beynimizi oyalamıyoruz. Sanırım birçok insan böyle yapıyor olsa gerek çünkü hayal kurmak kimi meclislerde ayıplanan bir şey olmuştur ve hayal kuranlar bir avuç kalmıştır. Ben sadece bu fantazyanın bir zararından bahsedeceğim gerisini siz düşünün. Hayal kurduğum zamanlarda neyin hayalini kuracağım genellikle çevredeki uyaranların dayatması oluyor. Bir müzik beni elimde mızrakla savaş alanına atabiliyor. Bir ağacın gölgesinde saklı çok şey var. Bulutlar resmen bir hayal tuzağı, iyi ki bol bol gökyüzüne bakmıyoruz. Bakmaktan kaçamayacağımız şeyler de var. Örneğin; bir otobüsteysen ve her yer insan doluysa illa birilerine bakıyor olacaksın. Bu insanların çoğu sıradandır, genel geçer tipler benim gibi. Kimisiyse nasıl oluyorsa bilinçaltında kendine bir kalıp bulabiliyor. İşte fantazyanın zararı burada başlıyor. İşinde gücünde insanlar gözümün önünde savaşçılara, kahramanlara, yaratıklara dönüşebiliyor. Bir anda karşımdaki insanı elinde bir savaş çekiciyle zırh içinde görebiliyorum. Nispeten büyük kafalılar tam vücut zırhı giyiyor. Biraz ince yapılı olanlardan yer yer Ninja da olur okçu da olur. Eskiden at çalarlarmış; öylesi de var. Uzay piyadesi olmak için biraz temiz yüzlü, genç elemanlardan seçmek gerekir. Memlekette goblin çok çıkar. Elf kızları vardır ama evlenince ork olurlar. Cadılar, vampirler, kurt adamlar bir rahat verin ya. Hacı amcaları kadim büyücüler yapınca günaha giriyor muyuz bilmiyorum. Bu durum fantazyanın meydana getirdiği bir erozyon değil de nedir? İnsanları bu şekilde yaftalamak ne haddime! Fakat yapacağınız bir şey yok çünkü “Hayal kurmak özgürleştirir!” yapabiliyorsanız gelin de hayallerime zincir vurun. Gio ödülleri demiştim. Gecede monk mu kaldı, succubus mu kaldı, predatör mü kaldı sahneye çıkmayan…

#gio_ödülleri

#2015

İlk Yayımlanma » 21.10.2015
Yayımlandığı Yerler » zabkaf.tumblr.com